Osmanlı İmparatorluğu’nun son dönemlerinde, Sultan Abdülhamid döneminde (1876-1909), yurt dışında eğitim gören yüksek tahsilli öğrenciler, Paris’in sosyal hayatını incelediler ve Servet-i Fünun dergisinde “Paris Muhabirleri” takma adı altında “Mektub-u Mahsus” başlığı altında bir dizi mektup kaleme aldılar. Bu mektuplardan birinde dikkat çeken noktalardan biri, Gerede halılarının Paris’in zengin hayatında önemli bir gösteriş unsuru ve hava atma aracı olarak görülmesiydi.
Hava Atma Aracı Olarak Görüldü
Gerede Medyatakip Gazetesi Yazarı ve Tarih Araştırmacısı Mehmet Erul’un verdiği bilgilere göre bu mektuplardan birinde dikkat çeken noktalardan biri, Gerede ve İzmir halılarının Paris’in zengin hayatında önemli bir gösteriş unsuru ve hava atma aracı olarak görülmesiydi. Batı’daki zenginler, bu halıları lüks yaşam eşyası olarak değerlendiriyorlardı.
“Paris Kibarları”nın Zevkleri
Mektupta, Parisli zenginlerin hobileri arasında güzel bir ata sahip olmanın ve lüks arabalar kullanmanın da sayıldığı belirtiliyor. “Paris kibarları” olarak adlandırılan zenginlerin, Boulogne Ormanı’nda bu zevklerini sergiledikleri ifade ediliyor. Ayrıca, Parisli zenginlerin binalarını ve salonlarını çeşitli halılarla süslemeyi de bir merak olarak gösterildiği vurgulanıyor.
Gerede Halıları Avrupa Seçkinlerinin Evlerinde
Yazarın, İzmir ve Gerede halılarıyla süslenmiş Concours Hippique adlı mekanda yaptığı gözlemler ise şu şekilde aktarılıyor: “Mamulat ve matbuat-ı dahiliyemizden bulunan İzmir ve Gerede halıları, Avrupa’nın en zengin ve seçkinlerinin evlerinde mobilya olarak kabul edilerek, böylece Paris kibarlarının bulunduğu yerlerde genel ilgiye maruz kalıyor.”
Yazarı da etkileyen Türk halılarına zengin sınıflar tarafından gösterilen ilgi, iki toplum arasındaki kültürel ve ticari ilişkilere ışık tutacak nitelikte.
(Haber: Hüseyin Calp)