Düzce Üniversitesi’nden Doç. Dr. Pınar Yıldız, verem hastalığının belirtileri, bulaşma yolları ve tedavi süreçleri hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Verem, erken tanı ve etkili tedaviyle tamamen iyileştirilebiliyor.
Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Pınar Yıldız, tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen verem hastalığının, dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit ettiğini belirtti. Yıldız, “Sağlıklı bir gelecek için el ele vererek veremi yenebiliriz” dedi.
5-12 Ocak tarihlerinin ‘Verem Eğitimi ve Farkındalık Haftası’ olması dolayısıyla, Doç. Dr. Yıldız verem (tüberküloz) hastalığının belirtileri, bulaşma yolları ve tedavi süreçleri hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Verem hastalığının küresel ölçekte hala ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu vurgulayan Yıldız, “Ancak, erken tanı, etkili tedavi ve koruyucu önlemlerle veremin yayılması önlenebilir ve hastalık tamamen tedavi edilebilir” ifadelerini kullandı.
Hastalık Hakkında Bilgiler
Verem hastalığına ‘mycobacterium tuberculosis’ adlı bakterinin neden olduğunu belirten Yıldız, “Başta akciğerleri etkileyen, ancak diğer organlara da yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Tedavi edilmediğinde ölümcül olabilen verem, dünyada her yıl milyonlarca insanın sağlığını tehdit etmektedir. Hastalık genellikle hava yoluyla bulaşır. Tedavi edilmemiş aktif tüberküloz hastalarının öksürmesi, hapşırması ya da konuşması sırasında havaya yayılan mikroskobik damlacıkların solunması, bakterinin başka kişilere bulaşmasına neden olur” dedi.
Her temasın hastalığa yol açmayacağına dikkat çeken Yıldız, “Kişinin bağışıklık sistemi güçlü olduğu sürece bakteri vücutta uyku halinde kalabilir. Bu durum latent tüberküloz enfeksiyonu olarak adlandırılır ve hastalık bulaşıcı değildir. Ancak, bağışıklık sistemi zayıfladığında verem aktif hale gelebilir” diye ekledi. Verem hastalığının uzun süreli ve kapalı ortamda hasta bir bireyle temas eden kişiler arasında yayıldığını belirten Yıldız, “Özellikle kalabalık yaşam alanlarında bulunan kişiler risk altındadır. Ailesinde veya çevresinde verem hastası olanlar, bağışıklık sistemi zayıflamış bireyler (HIV/AIDS hastaları, kanser tedavisi görenler, diyabet hastaları), beslenme yetersizliği yaşayanlar, sigara ve alkol kullananlar, yaşlılar ve çocuklar risk faktörleri arasında yer almaktadır” dedi.
Belirtiler ve Tanı
Veremin sinsi ilerleyen bir hastalık olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Yıldız, “3 hafta veya daha uzun süren öksürük, veremin en temel belirtisidir. Bu öksürük balgamlı olabilir ve ilerleyen dönemlerde kanlı balgam görülmesi mümkündür. Diğer belirtiler arasında gece terlemeleri, iştahsızlık ve kilo kaybı, halsizlik ve yorgunluk, göğüs ağrısı ve nefes darlığı, ateş ve titreme bulunmaktadır. Bu belirtileri gösteren kişilerin gecikmeden bir sağlık kuruluşuna başvurmaları, hastalığın erken teşhisinde büyük rol oynar” şeklinde konuştu.
Tedavi Süreci
Veremin tamamen tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu vurgulayan Yıldız, “Genellikle en az 6 ay süren ve birden fazla ilacın düzenli olarak kullanıldığı bir süreçtir. Tedaviye erken başlamak ve ilaçları düzenli kullanmak, hastalığın iyileşmesini sağlar ve hastalığın başkalarına bulaşmasını engeller. Ancak, tedavi süreci disiplin gerektirir. İlaçların düzensiz kullanımı veya tedavinin yarım bırakılması, verem bakterisinin ilaçlara karşı direnç geliştirmesine neden olabilir. Bu durumda hastalık daha zor tedavi edilir ve toplum için daha büyük bir tehdit haline gelir” dedi.
Hastalıktan korunmak için alınması gereken önlemlerle ilgili olarak Yıldız, “BCG (verem) aşısı, çocukları veremden koruyan en etkili yöntemlerden biridir. Hastalarla yakın temastan kaçınmak, bulaşma riskini azaltır. Yaşam alanlarının düzenli havalandırılması, verem mikrobunun yayılmasını engeller. Beslenmeye dikkat etmek ve bağışıklık sistemini güçlendirmek, hastalığa yakalanma riskini azaltır. Hasta kişilerin tedavi süreçlerine eksiksiz uyum göstermesi, toplum sağlığını korumak açısından kritik önemdedir” ifadelerini kullandı.
Veremle Mücadele ve Toplumun Rolü
Ülkemizde veremle mücadelede önemli adımlar atıldığını belirten Yıldız, “Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Verem Savaşı Dairesi Başkanlığı ve verem savaş dispanserleri, veremin erken tanısı, tedavisi ve hastaların takibi konusunda hizmet vermektedir. Türkiye’de verem tedavisi ve ilaçlar devlet tarafından ücretsiz olarak sunulmaktadır. Ayrıca, risk gruplarına yönelik tarama programları ve eğitim çalışmaları düzenlenmektedir” dedi.
Doç. Dr. Yıldız, “Veremle mücadelede toplumun her bireyine görev düşmektedir. Bu mücadelede bilinçli olmak, hastalığın belirtilerini tanımak ve sağlık kontrollerini aksatmamak büyük önem taşır. Özellikle yakın çevremizde verem hastası varsa, onların tedavi süreçlerine destek olmak, toplum sağlığının korunmasına katkı sağlar. Bu hafta vesilesiyle, tüm vatandaşlarımızı verem konusunda daha bilinçli olmaya, belirtileri dikkate almaya ve sağlık kontrollerini ihmal etmemeye davet ediyorum. Verem tedavi edilebilir ancak erken tanı hayat kurtarır. Sağlıklı bir gelecek için el ele vererek veremi yenebiliriz.” diyerek sözlerini tamamladı.
(Haber Merkezi)