Ferhat Çetinoğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Güncel
  4. Ferhat Çetinoğlu Yazdı: “Allah Yolunda…”

Ferhat Çetinoğlu Yazdı: “Allah Yolunda…”

Ferhat Çetinoğlu Köşe Yazısı

Kabe’den Medine’ye: Bir Aşk Yolculuğu -1. Bölüm-

Sevgili dostlar, bu satırları size Medine-i Münevvere’den yazıyorum. Rabbim evine, Peygamberim yanına davet etti, biz de davetine icabet ettik, yola çıktık.

Duygularım o kadar derin ki, kelimelere dökmek neredeyse imkansız. Dilin sınırları, bazen iç dünyamızda kopan fırtınaları tam olarak ifade etmeye yetmiyor. Burada özüne vardığım şey, bazı şeylerin anlatarak değil yaşayarak öğrenilmesi oldu.

Medine-i Münevvere’de bulunduğum şu günlerde, kalbimde tarifsiz bir huzur ve mutluluk var. Medine-i Münevvere’nin manevi atmosferi, Mescid-i Nebevî’nin huzur veren silueti, Peygamber Efendimiz’in (sav) kabrinin bulunduğu bu mübarek şehirde yaşanan her an, kalbime dokunan bir etki bıraktı. Bu kutsal topraklarda yapılan ibadetler, dualar, ziyaretler, insanın ruhunu arındırır, kalbini huzurla doldurur. İnsanın ruhunu derinlemesine etkiliyor. Kelimeler bu duygu yoğunluğunu ifade etmekte yetersiz kalsa da, deneyimlerimden bazı kesitleri sizlerle paylaşmak istiyorum…

Sözlerime ilk ziyaret ettiğim Mekke Kabe-i Muazzama’dan başlamak istiyorum.

İnsanlar için kurulan ilk mabet olduğu Kur’an’da açıkça ifade edilen Kâbe, rivayetlere göre, Hz. Adem (as) veya oğlu Hz. Şit (as) tarafından bina edilmiştir. Hz. İbrahim (as) ve oğlu Hz. İsmail (as), daha sonra birlikte Yüce Mevla (cc) tarafından işaret edilen yere Beytullah’ın temelini atıp duvarlarını yükseltmişler, yani yeniden inşa etmişlerdir.

Peygamberimiz (asv)  İslamiyet gelmeden önce, Hz. İbrahim (as)’in Hanif dinine göre bir hayat sürüyordu. Ve Kabe’de o dönem her ne kadar putlar olsa dahi tek Tanrılı Hanif dinine göre tavaf yaptığı rivayet ediliyor.

Kabe-i Muazzama’ya geldiğim ilk gün, Yaratıcımın evi olarak adlandırılan bu kutsal mekanda, Allah’ın bizi kabul etmesi gerçekten de çok özel bir andı. Kabe, Müslümanlar için yeryüzünün en kutsal yeridir. Allah’ın evi olarak kabul edilen Kabe, tüm Müslümanların kıblesidir ve her yıl milyonlarca insan tarafından ziyaret edilir. Kabe’de namaz kılmak, tavaf etmek ve dua etmek, benim için büyük bir onur oldu.

Kabe’ye ilk kez gelenler, genellikle büyük bir heyecan ve coşku yaşarlar. Bu kutsal mekanda bulunmak, insanın kalbini Allah’a daha da yaklaştırır. Kabe’de yapılan duaların kabul edildiğine inanılır ve bu nedenle Kabe’yi ziyaret edenler, bol bol dua ederler.

Kabe-i Muazzama ‘ya geldiğim an ilk duam: Kalbimin sesini bulduğum anlar.

Hayatımın en özel anlarından birini yaşamak üzere Kabe’nin eşiğine gelmiştim. Kalbim heyecanla çarparken, gözlerim Kabe’nin Siyah örtüsüne takıldı. O ana kadar duyduğum her duygu, o an bambaşka bir boyuta ulaştı.

Kabe’nin önünde durduğumda, sanki tüm dünya yok olmuştu. Sadece ben ve Rabbim kalmıştık. O an, içimden dökülen ilk dua, tüm hayatımı değiştirecek nitelikteydi. Kelimelerimin yetersiz kaldığı o anlarda, kalbimden yükselen sesler, Rabbime ulaştığını hissettim.

Kabe’nin her köşesi, her taşı, bana bir şeyler anlatıyordu. İbrahim Peygamber’in mücadelesini, İsmail’in fedakarlığını, Hz. Muhammed’in (sav) mücadelesini hissediyordum. Kendimi onların bir parçası gibi hissederek, onların izinden gitme arzusuyla dolmuştum.

Kabe’de geçirdiğim her an, benim için bir ömür oldu. Tavaf ederken, Rabbime yakınlığımı hissettim. Hacerü’l-Esved’e dokunurken, günahlarımın affedildiğini umdum. Zemzem’i içerken, ruhumun arındığını hissettim.

Kabe’de yaptığım ilk dua. Hayatımın her anında, o duanın verdiği güçle ilerlemek olacaktı. Kabe’ye olan özlemim hiç bitmeyecek olsa da, kalbimde taşıdığım o huzur ve mutluluk, bana her zaman eşlik edecek.

Kabe’de İkinci Gün: Gözyaşları ve Rahmet Yağmuru

Kabe-i Muazzama’ya ayak bastığım ikinci gün, Rabbimin sonsuz rahmeti beni adeta bir sağanak gibi sardı. Gözlerimden akan yaşlar,  gökyüzünden inen rahmet yağmuruyla birleşip tarifsiz bir ahenk oluşturdu. O an, kalbimin derinliklerinde hissettiğim duyguyu ifade etmem gerçekten mümkün değil. Sanki zaman durmuş, tüm dünya o anın kutsallığına teslim olmuştu.

Kabe’nin o muazzam atmosferi, insanın ruhunu arındıran, kalbini yumuşatan bir etkiye sahipti. Burada, tüm dünyevi kaygılardan arınarak sadece Yaradan’a yöneliyorsunuz. Kabe’nin her köşesi, her zerresi, insana Allah’ın büyüklüğünü ve kudretini hatırlatıyor.

Bu kutsal mekanda geçirdiğim zamanlar, benim için unutulmaz bir hatıra oldu. Kabe’nin huzurunda yapılan duaların, gözyaşlarıyla Rabbimize yöneltilen yakarışların kabul olacağına yürekten inanıyorum.

Bu yazıyı okuyan, kalbi Kabe sevgisiyle dolu olan herkese, bir gün o mübarek topraklara ayak basmayı, Kabe’nin huzurunda ibadet etmeyi nasip etmesini dilerim. Allah’ım, Kabe’ye duyduğumuz özlemi, sevgiyi ve şevki kalbimizde daim eyle.

Ferhat Çetinoğlu Yazdı: “Allah Yolunda…”
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir