• İmsak 00:00
  • Güneş 00:00
  • Öğle 00:00
  • İkindi 00:00
  • Akşam 00:00
  • Yatsı 00:00
  • İFTARA KALAN SÜRE 00:00:00
İMSAKİYE 2025 - Gerede
Ferhat Çetinoğlu
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Güncel
  4. Gerede’de Bayram

Gerede’de Bayram

Gerede de Bayram

Gerede’nin o sakin köşesinde, yeşilin bin bir tonunun buluştuğu tepelerin arasında, Kayı Çayı’nın yamacına kurulmuş, kökleri Kayı boyuna uzanan küçük bir köyde, bayram sabahı adeta bir zaman yolculuğuna çıkarırdı insanı. Kuşların cıvıltısı, köyün camisinden yükselen ezanla birleşir, içimizde tarifsiz bir heyecan uyandırırdı. Çocukluk işte, o zamanlar her şey ne kadar da büyülüydü. Bayramlıklarımızı giyer, atalarımızın izinden camiye doğru koşardık, sanki bir şenliğe katılıyormuş gibi.

Cami avlusu, Kayı boyunun yiğitlerinin torunlarıyla dolup taşardı. Herkesin yüzünde bir tebessüm, gözlerinde bir umut ışığı vardı. Bayram namazı kılındıktan sonra, o sıcak bayramlaşma anları… Gerede’mizin köylerindeki camiler, bayram namazının ardından sanki bir zaman çarkı gibi dönmeye başlardı. Köyün en yaşlıları, çarkın en dış halkasını oluştururdu, yılların birikimiyle bilgeleşmiş simalar. Yaş sırasına göre, halkalar daralır, büyükler yerlerini alırdı. Ve çarkın en iç halkasında, biz çocuklar, küçük dişliler gibi heyecanla dönerdik. Bayramlaşma, bir melodi gibi yükselirdi. Dış halkadan iç halkaya doğru, bir el sıkışma, bir öpücük, bir dua… Her notada, Kayı boyunun asırlık bilgeliği ve sevgisi yankılanırdı. Bu ritüel, sadece bir bayramlaşma değil, aynı zamanda Gerede’mizin köylerinin geçmişle kurduğu canlı bir harmoni, bir senfoniydi. Sanki Kayı atalarımız da o an oradaydı, melodimize eşlik ediyordu.

Bayram namazından sonra, cami avlusunda başlayan sohbetler, köyün hafızası niteliğindeki büyüklerimizin anılarıyla renklenirdi. “Eskiden bayramlar nasıldı bilir misiniz?” diye başlayan cümleler, bizi geçmişe, Kayı boyunun yaşadığı o sade ve samimi bayramlara götürürdü. O zamanlar, imkanlar kısıtlı olsa da, bayramların coşkusu daha bir başkaydı. Çocuklar, kendi yaptıkları oyuncaklarla oynar, köyde yaş grupları birlikte gruplar halinde bayramlaşmak için bir araya gelirdi. Güneşin ilk ışıklarıyla başlayan bu kutlu günde, hiçbir hane unutulmazdı. Her kapı çalınır, her evde muhabbetin en güzeli yapılır, dualar edilirdi. Ev sahipleri, elleriyle hazırladıkları birbirinden lezzetli tatlıları sunar, misafirlerini ağırlamaktan onur duyardı. Büyükler, Kayı boyundan kalan bu geleneği sürdürerek, her adımda birlik ve beraberliğin, dayanışmanın en güzel örneğini sergilerdi. Bu ziyaretler, sadece bir bayramlaşma değil, aynı zamanda köyün geçmişle kurduğu canlı bir bağ, bir zaman yolculuğu, Kayı boyunun mirasıydı. Sanki atalarımız da o an aramızdaydı, dualarımıza ortak oluyordu. Köy odalarında toplanılır, köy sofralarındaki muhabbetler edilirdi.

Bayram namazı bitmiş, dualar gökyüzüne yükselmişti. Biz çocuklar, caminin avlusunda koştururken, büyükler de birbirleriyle bayramlaşıyordu. Babamın elini öptükten sonra, annemin yanına koştum. O da diğer kadınlarla bayramlaşıyor, herkesin yüzünde bir tebessüm vardı. Sonra, evlerimize doğru o tanıdık, taşlı yolda neşeyle koşturuyorduk. Gözlerimiz, her bayram yanımızda olan büyüklerimizi arıyordu. Birazdan babaannemin penceresi açılacak, mis gibi kokan somun ekmeği kokusu burnumuza gelecekti. Babam, o güçlü elleriyle bizim ellerimizi sımsıkı tutar, camiye kadar bizimle beraber yürürdü. Omuzlarımızda onun sıcaklığını hisseder, kendimizi dünyanın en güvende insanları gibi hissederdik. Sanki babamız yanımızdayken hiçbir şeyden korkmamıza gerek yoktu. Babamın cami avlusunda, diğer büyüklerle tokalaşıp bayramlaşması, onun ne kadar sevilen, sayılan biri olduğunu gösterirdi. Herkesin yüzünde babama karşı bir saygı, bir sevgi vardı. Annem, bayram sofrasını öyle bir hazırlardı ki, sanki bir masal sofrası olurdu. En güzel tabaklar, en lezzetli yemekler, rengarenk şekerler… O sofrada, sadece yemekler değil, annemizin sevgisi, emeği de vardı. Onun her dokunuşu, yemeğe ayrı bir lezzet katardı. Onların varlığı, bayramlarımızı daha da güzelleştiriyordu. Onların bize armağan ettiği bu güzel gelenekleri yaşatmak, onların ruhunu şad etmek en büyük dileğimizdi. Her bayram, onların dualarını hissetmek için bir fırsattı. Onlar da bizimle beraberdi, o bayram coşkusunu bizimle paylaşıyorlardı. Onların gülüşleri, sohbetleri, duaları, bayramlarımızın en güzel süsüydü.

Şimdi aradan yıllar geçti. Çocukluk anılarımız, belleğimizde tatlı birer hatıra olarak kaldı. Büyüklerimiz aramızdan ayrıldı, onların özlemi bugün bayramlarımızı biraz hüzünlü kılıyor. Ama Gerede’mizin köylerinde, atalarımızın o eski bayram coşkusu hala canlılığını koruyor. Belki teknoloji hayatımıza girdi, belki yaşam koşulları değişti ama bayramların özündeki o sıcaklık, o samimiyet hala aynı.

Gerede’mizin köylerinde, bayram sabahları hala o eski heyecanı yaşatıyor. Cami avlusundaki bayramlaşmalar, köy odalarındaki muhabbetler, çocukların gözlerindeki ışıltı… Tüm bunlar, zamanın ötesinde bir buluşma gibi. Ve bizler, bu buluşmayı yaşattığımız sürece, bayramlar hep aynı coşkuyla kutlanmaya devam edecek. Zira Gerede’mizin köylerindeki bayramlar, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda atalarımızın mirasıdır. Yüzyıllardır süregelen bu samimi bayramların, nice yüzyıllar boyunca sürmesi dileğiyle, bu toprakların ruhuna işleyen bu sıcaklık ve samimiyetin nesilden nesile aktarılmasını temenni ediyorum.

Bayramınız mübarek olsun, Kayı boyunun izinden gidenlerle birlikte nice güzel bayramlara erişmeniz dileğiyle…

Gerede’de Bayram
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir