Bir önceki yazımın devamı.
“Oyumu Sana Vereceğim 2”
Komşusu tokken kimsenin aç kalmasına izin vermeyeceksin. Şefkatli gölgenle herkese huzur ve ferahlık vereceksin. Bu şartları sağlamaya çalışırken bizi, şucu-bucu, ceketli-tişörtlü, zengin- fakir, siyah-beyaz, açık-kapalı, sakallı-sakalsız, doğulu-batılı, dinli-dinsiz diye bölmeyeceksin. İtelemeyecek, kakalamayacak, iteletmeyecek-kakalatmayacaksın. İnsanları üzüp rencide edecek, utandıracak kelimeler sarf etmeyeceksin.
Aile hayatın ve şahsi sosyal yaşantın da örnek alınacak bir yapıda olacak. Toplumun benimsemediği hal ve hareketlerin kullanıldığı reklamların gösterilerin ticari süsü olanları örnek göstermekten sakınacaksın. Bu nedenle de makamına ve hizmetinden dolayı sana saygım tam olacak. Belki içimizde bunu dikkate almayanlar, hatta hafife alıp gülüp geçecekler olacaktır, ama onların da kendi ailelerini gösteri malzemesi olarak görmek istediklerini sanmam.
Yaşadığımız yerin doğallığından hiçbir şey kaybetmemesini sağlayacaksın. Havamız temiz, suyumuz temiz ve kesintisiz, toprağımız bereketli olacak. Sanayi atıkları ile hiçbir yer kirlenip zehirlenmeyecek. Gelecek nesillerde genetik bozukluklar oluşmayacak. Anayasamızda yerini bulan “Herkes sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.”in anlamını bilerek çalışacaksın. Gelecekte de çocuklarımız, gençlerimiz senin desteklediğin, ön ayak olduğun oluşumların meydana getirdiği iyi hayat şartlarında sağlıklı, huzurlu, mutlu yaşama imkânı bulacaklar. Gençliğimize “Fikri hür, vicdanı hür” olarak yetişmelerinde destek olacaksın ki bağımsızlığın tadını çıkarabilsinler. Adil olamamak dışında hiçbir şeyden korkmasınlar.
Toplumun birlikte faydalandığı alanlara, dere yataklarına, deprem fay hatlarına, tarım alanlarına hiçbir şekilde yerleşime izin vermeyecek, akciğerlerimiz olan ağaçlık ve mesire alanlarının, ormanlarımızın uygun olmayan şekilde kullanılarak tahrip edilmesini engelleyecek tüm tedbirleri alacaksın. Siyasi geleceğinin menfaati için hiçbir haksız isteğe boyum eğmeyeceksin. Şehrim çocukluğumdaki tablo gibi estetik güzellikteki ev ve bahçelerle yeniden doğmuş olacak.
Bir yönetici olarak seçildiğin makamda sadece o makamın sana verdiği geliri kullanacak, dolaylı yollardan da olsa, haklılığında ve helalliğinde şek ve şüpheye imkân verecek hiçbir maddi manevi işle ilgin olmayacak. Başka işin olmadığı için mevcut dışı mal ve mülk edinmesen bile toplumda şüphe uyandıracak hiçbir eylemin içinde ismin anılmayacak. Şehr-i emin ünvanın ve şehr-ül emin sıfatın hiçbir zaman değişip zedelenmeyecek.
Gizli saklı hiçbir şeyin olmayacak. Herkes seni ve çalışanlarını her an görebilecek. Kapalı kapılar ardında fis kos yapmayacaksın, yaptırmayacaksın. Bileceksin ki en ufak hatanda, seni baş tacı eden bu millet yine seni ayaklar altına alıp yok edecek. Geçmişi hatırla unutma.
Bunlar benim memleketim için şu an hatırlayarak dile getirdiğim isteklerim. Benim gibi düşünen binlerce kardeşim var. Tabi onların da senden istekleri olacak.
Aklını başına al.
Bütün bunları yapabilecek misin?
Cevabın “Evet” ise bil ki oyumu sana vereceğim.”
Bütün bunlara uyabilecek aday var mıdır? Vardır sanırım.
31 Mart 2024’te tüm iyi düşüncelerin hayırlara vesile olması dileği ile…
Ben de oyumu Esentepeye hiçbir şey yapmayacak onu rahat bırakacak adaya vereceğim.
Adayın birisi lunapark yapacakmış. Bir de mayha …
Çok Kıymetli Kazım Hocam/Müdürüm
Kaleminize ve aydın fikirlerinize sağlık kıymetli Hocam, Müdürüm, Arkadaşım.
İfadelerinize aynen katılıyorum.
Toplum olarak, bu kültür düzeyine gelebilirsek,
Sorunlar ve çareleri kesin iş yapar.
Yöremiz daha medeni ve muassır olur.
Yazınızın 2. sini de okudum.
Aynen katılıyor ve teşekkür ederim efendim.