2024 Amerika -13-
Şehir merkezindeki gezimizde sokak şarkıcıları ve yarışma tarzı oyunlar yapanların gösterilerini izlerken elli kalabalık guruplar halinde hemen hepsi yeşil tişörtlü kızlı erkekli gençleri gördük. Bunlar İrlandalı gençlermiş ve güya her yıl geleneksel olarak kutlanan St Patrik Günü (’St Patrick’s Day)’ için bir araya geliyorlarmış.
Hemen her gurup barlara, müzikhollere, diskotek gibi yerlere girme çabasındaydı. Açık alanda bir bankta oturduğumuz sırada Meksikalı olduğunu tahmin ettiğim bir kadın elinde yüksekte tuttuğu bir İncil’le gençlere yönelik yüksek sesle “günaha girdiklerini, hata yaptıklarını” belirten uyarılarda bulunuyordu ama onu dikkate alan yoktu. Bu guruplar Cumartesi akşamı caddelerde toplanıp gece buralarda eğleniyorlarmış. Alkollü olan bu eğlencelerinin sonu karmaşa ve kavgalarla, polisiye olaylarla tamamlanıyormuş. Zaten ertesi sabah bu tür olaylar olduğunu, Boston sokaklarının karıştığı haberini duyduk. Daha sonra St Patrik günü ve o kadının uyarılarının sebebini https://amerikabulteni.com/2013/03/16/herkes-irlandali-her-yer-yesil-st-patrick-gunu-nedir-2/ adresinden araştırdığımda ilginç bilgilere ulaştım.
Boston gezimizin sonunda yeni kütüphane kafeteryasında dinlendikten sonra o gün akşamı iftarımızı Sharon gibi bir belde olan Waltham’de çok güzel bir Türk restoranında yaptık. Burası Boston Kebap adıyla çalışan tek katlı çok fazla büyük olmayan güzel düzenlenmiş bir restoran. Bir Türk aile tarafından kurulup çalıştırılan restoranın çalışanları da Türk ve çok iyi bir hizmet veriyorlar. İftar öncesi de dolup boşalan bu mekân iftar zamanı tamamen doldu ve müessese görevlisinin uyarısıyla iftarımızı yaptık.
Oldukça beğendiğimiz yemekleri dolu dolu idi hatta bir kısmını paket yaptırdık. Türkiye’de nedense genelde lokantaların fazla olan yemekleri paket yapma gibi bir uygulaması yok, bizde bazen kalan yemeği paket isteği yaptığınızda yüzünüze şaşkın bakıldığı bile oluyor. Paket yapılmayan artan yiyecekler de belki çöpe atılıyordur. Yemeğin fazlası israf, ama fazlasının değerlendirilmemesi daha kötü bir israf değil mi? Şükür ki bazı şehirlerimizde lokantalarda artan temiz yiyeceklerle fakir aileleri doyuran, bazen sokak hayvanlarını besleyip hayra vesile olan insanımızın varlığını duyup, görüyoruz.
Sharon’da da iki defa gittiğimiz, sahibi İzmirli bir Türk, çalışanları Türk olmayan Chilo And Kebap House isimli küçük restoranda dinlediğimiz Türk müziği, duvarlarındaki Türkiye fotoğrafları ve K.Atatürk imza panosu ile kendimizi Türkiye’de hissetmemiz dışında lokantanın servis bahşişinin önceden verildiği hizmetini ve pidesi dışında yemeklerini beğenmemiştik. Waltham’daki Türk lokantası ise her şeyi ile bizden tam not aldı.
Boston Gezimizden sonra av, vahşi hayvan ve kamp malzemelerinin satılıp sergilendiği bir kapalı spor salonu büyüklüğündeki Bass Pro Shop’u gezmeye gittik. Hava yine soğuktu ama burası gerçekten bilhassa yaban hayatı meraklıları için gezilip görülebilecek ilginç bir yerdi. Burada yaban hayatının canlandırıldığı yapay sahneler, bizim panayırlarda, lunaparklardaki gibi av hayvanlarının elektronik tüfekle vurulmaya çalışıldığı bir atış yeri, çeşit çeşit suda, karada, havada yaşayan canlı veya maket hayvanlar ve yaşam yerleri çok güzel düzenlenmiş. Balıkçılar için her çeşit olta ve ağ malzemeleri ve yine her türlü iklim ve doğa şartları için kamp malzemeleri çok ilgi çekiyordu.
Devam edecek…
