Boston yakınlarında alışveriş marketlerinin olduğu büyük bir alanın hemen yakınında 2026 Dünya Futbol Kupası maçlarının yapılacağı yaklaşık yetmiş bin kişilik Boston Gillette stadyumunu da gördüm . Burası gerçekten çok büyük bir alanı kapsıyordu.
Bu stadyuma yakın olan alandaki alışveriş merkezlerinin park alanı ve stadyumun çevresindeki işyerlerinin oto park alanları da araçlarla dolu idi ama stadyumun park alanı boş gibiydi. Zaten bölgede olağanüstü tedbirleri gerektiren bir durum oluştuğunda bu hattın yolları trafiğe tamamen kapatılıyormuş. Bir seferinde böyle bir geçişte başka yöne sevk edilmiştik.
Daha önceki gezilerimde de bahsetmiştim. Bilhassa otomobil gibi araçların çoğunluğu uzak doğu markalarını içeriyor. Gördüğüm her on otomobilden sekizi Toyota, Hyundai, Kia, Honda, Mazda, Mitsubishi, Suzuki gibi Japon, Kore araçları. Tabi eski modeller de olsa Amerikan Ford Mustang’lar ve klasik Chavrolet’ler görünüşleriyle hala dikkat çekiyorlar. Dikkat çekiyorlar ama sanırım sayıları da gittikçe azalıyor (Eyaletler arası farklılık olabilir. Ohio ve Tennessee’de de çok fazla Amerikan arabası yok gibiydi, ama Teksas’ta fazla olduğunu duymuştum.)
Bir galonu (3,9 Lt.) 3 ila 4 dolar olan benzini kullanan araçlar dışında Tesla gibi elektrikli araçlar da oldukça yaygın durumda görünüyor. Bizim yerli ve milli olarak nitelendirilen elektrikli otomobil yapma çalışmamız neticesinde TOGG markasıyla elde edilen başarının etkisi otomotiv sanayimizde gelecek günlerde ne olduğunu gösterecektir muhakkak.
Ulaşım araçları yakıtı için dünya çok değişik arayışlar içinde olup, teknolojik gelişme hiçbir zaman durmamaktadır. Odun, kömür, petrol doğal gaz gibi fosil yakıtlar yerini elektriğe diğer enerji alternatiflerine bırakırken, binaların ısınması ve sanayi yerleri için de aynı paralelde rüzgar, güneş enerjisi ve yeni enerji kaynakları arayışı sürdürülmektedir. Bilişim sektörünün gelişimi de sanal beyinle yapay zekâyı ortaya çıkarmıştır. Elli yıl önce tercih edilmeyen Japon malları şimdi dünyanın en ileri teknolojileri ile en fazla aranılan haline dönüşmüş, otuz yıl öncesine kadar kötü ve kalitesiz mal üreten Çin günümüzde teknoloji devlerine kafa tutar hale gelmiştir. Bu değişimin sebepleri ve oluşum şekli uluslar arası söz sahibi olmak için dikkate alınmak zorundadır.
Sanırım teknolojik gelişme yollarından biri devlet teşvikinin ihtiyaç duyulan ve yenilikler içeren üretime verilmesi, bilhassa özel sektörün yenilikleri destekleyerek yatırım alanını genişletmesidir. Dünya küçük işyerlerinden çok ortaklı geniş alanlı ve çeşitli sektörleri kapsayan bir yapıya dönüşme arayış ve gelişimi içindeyken bizim kapsam dışı kalmamız zekamızı yok saymaktır.
ABD’de hastanelerde çalışan Türk doktorlar, Tıp ve teknoloji merkezlerinde birçok projede önemli yönlendirici rolü üstlenmiş akademisyenler, ticari hayatta söz sahibi Türkler hiçte öyle azımsanacak, hafife alınacak gibi değil. Patronların genelde Amerikalı olduğu ABD’de birçok büyük firmanın teknik kadrosunun ya Türklerden ya Hintlilerden ya da uzak doğululardan oluştuğu görülmektedir. 1795’ten itibaren Akdeniz’de Ticaret yapabilmek için 29 yıl Osmanlı’ya vergi ödeyen ABD’nin şimdi patron konumunda olma nedeni iyi tahlil edilmelidir.
Günümüzde Türkiye Yüzyılı diye konuşulanların boşluğa düşmemesi için yeni neslimizin öğretim ve eğitimine mutlaka ilkokulda başlanmalı, belki de geçmişin köy enstitü öğretimi, eğitimi iyi incelenip, zamana uygun geliştirilerek sanatı altın bilezik olanlar yetiştirilmelidir. Tüm öğretim kurumlarında maddi kaynaklar makam odaları, tali alanlar için değil, bilimsel araştırma, geliştirme laboratuvarları için kullanılmalı, üniversitelerimizde diplomalı gereksizler değil, dünyaya yön verecek bilim adamları yetiştirilmesi şarttır.
Devam edecek.
