Gezi, gözlemlerim sonrası duygu ve düşüncelerim.
Amerika fırsatlar ülkesi mi, kayboluşlar ve yok oluşlar zemini midir? Değerlerin değerlendirildiği, inanç, düşünce özgürlüklerinin genişçe yaşandığı bir yer midir? Bu soruya cevap muhtemelen orada yaşandığında verilebilir. Bu soruya gördüklerim açısından kısmen evet diyebilirim. Çünkü sistemlerinde sanırım her zaman daha çok üretimle daha fazla tüketim anlayışı hâkim. Bilhassa yüksek kar getiren, yani rant sağlayan teknoloji konusundaki destek ve teşvik, akademik alanda, devlet ve özel sektör bazında çok önemli. Bulunan her yenilik yeni bir ticari kapı fırsatı durumunda. Dünyanın her yerinden gelenler bu toplumun kuralları dâhilinde çalışarak varlıklarını artırmaya devam ediyorlar. Trump zamanında kalıcı göçmenlerin zorlaştırılmak istenen ekonomik durumları Biden yönetiminde de ABD’ne gelenlerin kalıcı olmaması için gümrükler sık elenip sık dokunuyor gibi.
Şu var ki buraya gerek devletimiz katkısıyla gerek kurumlar veya kendi imkânlarıyla üniversite, yüksek lisans veya lisansüstü çalışmalar için fırsatları değerlendirerek gelebilen gençlerimiz milli varlığımızı bilen rehber ve destekçiler sayesinde benliklerini kaybetmeden eğitimlerini tamamlayıp milletimizin hizmetine dönebilirler veya bilimsel çalışmalara ortak olarak adımızı dünyaya duyurabilirler. 2015 Nobel Kimya Ödülü sahibi Prof. Dr. Aziz Sancar ve Nobel Kimya ödülüne iki defa aday gösterilen ilk Türkiye Cumhuriyeti Profesörü ve Türk Einstein’ı olarak anılan rahmetli Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu Amerika’daki çalışmalarıyla bilim insanlarımıza iki örnektirler.
Burada akademik çalışmaların değerlendirilmesi sizin bilim adına ne yaptığınızın ölçümüyle ilgili. Asyalı, Avrupalı, Afrikalı olmanız, kılık kıyafetiniz, siyasi düşünce ve dini inançlarınız ve yaşantınız bilim adına yapacağınız çalışmaların engeli değil. Her ne kadar zaman zaman ırkçı yaklaşımlar duyulsa da sizin çalışmanızın başarısı değer buluyor. Bu değer hem devlet tarafından hem de büyük rant arayışı içinde olan özel sektör tarafından dikkatle incelenip sahipleniliyor.
İmkânları değerlendirmek ülkemiz için çok önemli ve gereklidir. Belki değerini biliyoruz deniliyor ama bizim Üniversitelerimizin bazılarında hala adı prof. olan ama bilime, gelişmeye dolayısıyla ülkemize, oturdukları koltuğun, aldıkları maaşın karşılığında hiçbir katkısı olmayan köhne öğretim üyelerinin, liyakatsiz yöneticilerin var olduğunu duyduğumuzda, bilime ve bilim için çalışanlara verilen değeri yeniden tartmamız gerekiyor.
Özgürlük ve başarıya verilen değer açısına olumlu yaklaşımımdan sonra her şeyin göründüğü gibi olmadığını da hatırlatmakta fayda var. Buranın bir kayboluşlar, yok oluşlar zemini olabileceği de göz ardı edilmemelidir. Şu sıralarda bazı gençlerin bir Amerika fantezi rüzgârı ile havalarda uçtuklarına şahit oluyorum. Bu ilk bakışta iyi bir fikir görülüyor, ama bunu daha önce de yazmıştım, her şey göründüğü gibi tozpembe değil.
Devam edecek…