Mehmet Erul
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Kültür & Sanat
  4. Gerede Tiftik Keçisi

Gerede Tiftik Keçisi

Gerede Tiftik Keçisi -Osmanlı Döneminde Gerede’den Güney Afrika’ya Uzanan Tiftik Keçisi Hikayesi - Mehmet Erul köşe yazısı

Osmanlı Döneminde Gerede’den Güney Afrika’ya Uzanan Tiftik Keçisi Hikayesi

Türklerin, Anadolu’yu Fetih hareketleri ile beraber, Türklerle birlikte Anadolu ya gelen Tiftik keçisi, Türklerle birlikte Anadolu’da anılan bir hayvan olmuştur. Bazı kaynaklara göre ise 13. yüzyılda Orta Asya’dan Anadolu’ya göçen Türkler tarafından, Hazar Denizi’nin doğusundan getirilmiştir. (Vikipedia)

İç Anadolu’nun iklim özelliklerine adapte olmuş ve zamanla Ankara, Bolu, Gerede, Seben ve Kıbrısçık, Çerkeş taraflarında en iyi Tiftik keçileri yetiştirilmiştir. Osmanlı ve Anadolu ya has olan bu tür Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında çeşitli girişimler sonucunda yurtdışına çıkarılmış ve kaçırılmıştır. Bu teşebbüsler sonucu Türkiye haricinde Güney Afrika, Birleşik Devletler, Kanada, Yeni Zelanda, Rusya, Arjantin ve Brezilya’da yetiştirilmektedir. (Vikipedia)

Gel Gelelim Tiftiğe;

Tarihsel Sürece baktığımızda ve Barındırdığı tabiat güzellikleri, doğası ve iklimi ile Gerede tiftik keçilerinin Ana yuvası olduğunu söylememiz hiç de yanlış olmayacaktır. Türkmen yuvası olan Geredemiz de, Osmanlı Döneminin en güzel tiftik yünlerinin buradan kırkıldığını padişah raporlarına kadar kayıt altına alınıp tescil edilmiştir.

Osmanlı Dönemindeki Arşivleri Raporları İncelediğimizde;

Tiftik Keçilerinin Ankara, Kastamonu, Bolu, Gerede çevresinde yetiştirildiğini en kaliteli Tiftik yünlerinin ise Ankara ve Bolu çevresinde olduğunu Konya, Van ve Sivas tiftik yünlerinin bu bölgeyle kıyas edilemeyip düşük kaliteli olduğuna dair raporlar kaydedilmiştir.

Tiftik keçisinin yaşadığı alanın kuzey sınırı, Evliya Çelebi’ye göre, Çankırı ve Bolu vilâyetleridir(.Charles Texier’nin eserinde bu sınır Çubuk Ovası olarak gösterilmektedir. 1325 yılı Ankara Vilâyeti Salnamesinde ise Kastamonu, Çankırı, Gerede, Mudurnu, Bolu merkez ve ilçeleridir.

Bölgeyi ziyaret eden yabancı Batılı seyyahlarda Bölgedeki Tiftik keçilerinin zenginliğinden övgüyle bahsetmişlerdir. Dauzats da, Beypazarı’nı 1855 yılında mühim bir tiftik üretim merkezi olarak göstermektedir. Bunun dışında, Gerede çevresinde kırkılan tiftik burada satın alınırken, yörede eğrilmediği için Ankara’ya gönderilmektedir. Ankara tiftiğinin bir kısmı ihraç edilirken, kalan tiftikten ince ve iyi boyanmış şallar dokunup İzmir ve İstanbul’a pazarlanmıştır. Pazarlanmanın Ankara üzerinden yapılmasından kaynaklı Tiftik yünü ve keçisi Ankara keçisi ve tiftiği olarak dünya pazarında bilinmiştir. Halbuki tiftik keçisini varlığı Ankara ile sınırlı değil ve en kaliteli yünler Ankara ile birlikte Gerede ve çevresinden elde edilmiştir. Bu durum Yabancılarında dikkatini çekerek Cape Town’a uzanan bir serüveni başlatmıştır.

1892 ile 1893 yılı verilerine göre ortalama Ankara Keçisi sayısı 930.920 baş olup; yüklü miktarda keçi beslenmektedir. Kastamonu’da 48.597 baş, Bolu’da 34.262 baş, Bartın’da 2.787 baş, Gerede’de 39.909 baş, Göynük’te 4.748 baş, Hamidiye’de 4.944 baş, Mudurnu’da 27.052 baş keçi mevcuttur.

Kasaplık keçi miktarı 1905 Ağustos-Aralık aylarında Konya, Ankara, Eskişehir, Bolu, Gerede ve Çerkeş’te toplam 20.16636 olarak bildirilmiştir.

Gerede Bölgesini de İlgilendiren Tiftik Keçisi ve Yünü Hakkında Vergilendirme ve Raporlar

1865 yılında; İzmirli bir tüccarın “Çengelli” ve “Dehrem” olarak bildirdiği tiftiklerin vergilendirilmesine ilişkin bir belge  saptanmıştır. Yine aynı yıla ait bir belgede Bolu, Mudurnu, Gerede, Dörtdivan, Çağa, Mengen ve Viranşehir’deki tiftik keçisi sayısının artması nedeniyle, 69.450 kuruş olan verginin yükseltilmesi gerektiği bildirilmektedir. Ayrıca, tiftik keçisi yetiştirilmesi ve vergilendirme konularında yazışmalar mevcuttur. 1869 yılında; yukarıda adı geçen İzmirli tüccarın “Çengelli” ve “Dehrem” olarak ifade ettiği tiftiklerin, Ankara’nın fenik tiftiğinden daha kalitesiz olmasından dolayı, gümrük vergisi indirimi yapılması talep edilmiştir.

Bu da demek oluyor ki Gerede bölgesindeki yünlerin kalitelerinden dolayı diğer bölgelerde yün ticareti yapan kişiler yünlerini satamamakta ve Gerede bölgesindeki Tiftik keçilerinin artışından rahatsızlık duymaktadırlar.

1882 Yılında; Tiftik ve Tiftik Keçilerine İlişkin Sorunlar ve Çözüm Önerileri Ziraat Müfettiş-i Evveli Aramyan’ın 8 Nisan 1882 tarihli Raporu

Raporda; “Osmanlı’da yalnız altı vilayette tiftik keçileri olup bunların en kalitelisi Ankara, Kastamonu ve Bursa vilayetlerinde ve kalanı da Konya, Van ve Sivas vilayetlerinde bulunur. Her birinden birer okka tiftik alınmaktadır. Bu keçiler ülke dışında yalnız Ümit Burnunda yetiştirilir, bir milyon olup 1.5 milyon okka tiftik alınmaktadır. Ankara, Kastamonu vilayetleri dahilinde Çorpa, Yabanabad, Kıbrısi ve Gerede tiftiği gibi ince ve uzun ve parlak ve beyaz nevi tiftik elde edilememektedir.” denilerek tiftik üretimine ilişkin genel coğrafi bilgiler verilmiştir. Raporun devamında, Avrupalılar tarafından, otuz sene (1850’li yıllar) tiftik tekesi satın alınarak Amerika, Afrika ve Avusturalya’ya ithal edildiği; ancak yalnız Afrika’nın Ümit Burnunda pek çok adi keçi bulunduğu için tiftik tekeleri ile melezleme çalışmalarının kısa sürede başarılı sonuç verdiği vurgulanmıştır. Ümit Burnu’nda Osmanlı’dan alınan 2.800 tekenin bir milyon baş keçiye ulaştığı, tiftik veriminin hayvan başına bir okkadan bir buçuk okkaya çıktığı belirtilmiştir. Demek oluyor ki aldıkları tekelerle kanaat etmeyip kendileri de teke yetiştirmişlerdir. İngiltere ziraat gazetelerinde görüldüğü üzere bizim tekelerden daha üstün ve daha iyi teke yetiştirmeyi başarmışlardır. Bunun ispatı dahi; bizde hayvan başına birer okka (1,282gram) tiftik alınırken orada 1,5 okka (1,5 kg) tiftik alınmaktadır. Günden güne de artmakta olduğundan da şüphe yoktur.

Bu raporu da inceldiğimizde Gerede bölgesinin tiftik yünlerinin kaliteli ve parlak olduğundan diğer bölgelerle kıyas bile edilemeyeceğinden bahsedilmektedir. Avrupalıların Bu bölgeden götürdükleri keçileri melezlemesi sonucu ile yün ticaretinde önemli bir yere geldiği bahsedilmektedir.

Osmanlı Arşivi’nde Yer Alan 1913 Tarihli Bir Belgeye Göre

Tiftik keçilerinin kuzeyde Kastamonu, Çankırı ve Bolu’nun Merkez, Gerede, Mudurnu kazalarında; batıda Bursa, Eskişehir, Kütahya, Aziziye ve Afyonkarahisar’da; güneyde Konya, Akşehir ve Kırşehir; doğuda Boğazlıyan, Akdağmadeni ve Çorum’u kapsayan geniş bir bölgede yetiştirildiği kayıt altına alınmıştır (BOA, DH.İD. 80/4, 1913). Aynı belgede iyi cins tiftiği en çok veren keçilerin Gerede’ye bağlı Dörtdivan, Zir, Beypazarı, Ayaş, Eskişehir ve Kütahya’da yetiştirildiği belirtilmektedir.

Gel Gelelim Gerede den Güney Afrika’ya Uzanan Hikayeye;

İngiltere kraliçesi Victoria Osmanlı padişahına baskı yaparak ham tiftik ihracı üzerindeki yasaklamanın kaldırılmasını sağlayarak Tiftik Keçisinin ve Yününün Dış Avrupa ve Amerika pazarlarına çıkması artık yasal hale gelmişti. Bu yasal durum Türk çiftçisi için kara ,Avrupalı tüccar için müjdeli bir haberdi. Türk Yünü Dış pazarlarda cazip hale gelecek ama Avrupa tüccarının kirli parası haline gelecekti. Başlayan ihracat sonucu Kurnaz Avrupa insanı boş durmayarak hızla yükselen ham tiftik talebi Ankara keçisini melezlemeye çalışacaktı.

1830’larda başlayan hikaye ile Tiftik keçisi Güney Afrikaya Transferi başlamıştı. Teke (erkek keçi) ve 1 anaç(dişi keçi) de bulunan bir kafile başka bir kıtaya, Afrika’ya varmak için açık denizlere yelken açtı. Ancak bu 12 adet tekenin yolculuktan önce Osmanlılar tarafından kısırlaştırılmış olduklarının farkına varılmadı. Varıldığında da salimen karaya ulaşmanın sevinci bir anda uçup gitti. Ancak, bir mucize olmuş ve anaç keçi yolculuk esnasında gemide bir erkek yavru dünyaya getirmişti. Bunların yerli ırk keçiler ile yaptıkları melezlemeler sonucunda bugünkü G. Afrika tiftik endüstrisinin temeli atılmış oldu. Kısa zaman sonra 30 tiftik keçisi daha geldi. Ve 1856’da G. Afrika çok yüksek selektiv yetiştiricilik nedeniyle kaliteli tiftik üreten bir ülke durumuna geçti. Başarı sonunda geldi ve bugüne kadar G. Afrika ve Türkiye önemli iki yetiştirici ülke olarak kaldı.

Dünya pazarındaki önemi bilen İngilizler Şirketleri vasıtası ile Osmanlı coğrafyasında çeşitli incelemelerde bulunmak için tiftik bölgelerini gezdiler. Tiftik keçisini ithal etmek için 1858 veya 1860 yıllarda ticaret hız verdiler. Güney Afrika Cape Town bölgesini tiftik keçisi toplanma alanı yaptılar. Kastamonu havalisinden seçilen ve çoğunluğu teke, safkan bir sürüden oluşan 376 baş keçi, 1868 yılında İstanbul’dan vapur ile sevk edildi; ancak kötü hava koşulları nedeni ile yolda keçilerin çoğu öldü. Kalan 54 baş teke ile 44 baş keçi, 1868 yılı Aralık ayında Port Elizabeth’de açık arttırma ile satıldı.

En büyük Sevkiyat ise Gerede Bölgesinden toplanan tiftik keçileri ile 1869 yılında yapılmıştır. Ankara, Beypazarı, Gerede, Dörtdivan Çerkeş havalisinden seçilip satın alınan teke ve keçilerden oluşan 806 baş İstanbul’dan vapur ile gönderilirken; yoldaki kayıptan sonra arta kalan 720 baş keçi, Port Elizabeth’e indirildi. Kastamonu ve Çankırı havalisinden 1870 yılında satın alınıp birkaç vapura 200 ile 250 arasında paylaştırılan teke ve keçilerden oluşan 750 baş Cape Town’a sevk edildi. Yolculuk sırasında 87 baş kayıp verilirken; inişten sonra 60 baş keçi daha öldüğü gibi kalanlar koloni içerisinde satılıp dağıtıldı.

Bölgeye sevk edilen keçilerin iklim koşullarına adaptasyon sağlamayarak çoğu hasatlıktan ölmüştür. Bazısı ise yolculuk esnasında boğularak ve yolculuğun ağırlığını çekemeyerek telef olmuştur. İngilizler bu işte kararlılığını belli ederek İstanbul’daki İngiliz Konsolos Yardımcısı Gavin Gatheral devreye sokarak Gerede bölgesinden tekrar keçiler satın alınarak toplanmıştır. Toplanan Keçiler Yarısı teke 40 baş 1873 yılında; çoğunluğu teke 110 baş, 1875 yılında; 120 baş, 1876 yılında; 110 baş, 1877 yılında gönderildi. Güney Afrika’da tanınmış bir Ankara Keçisi yetiştiricisi olan J. B. Evans, 1879 yılında Gavin Gatheral ile birlikte Anadolu’ya geçip, keçilerin yetiştiği yerleri dolaştıktan sonra Gerede’ye bağlı Dörtdivan’dan 23 baş teke ve 7 baş keçi satın aldı. Siparişler devam ederken Gatheral, 1880 yılında Gerede ve Beypazarı’ndan satın aldığı 128 baş teke ile 50 baş keçiyi Cape Town’a gönderilmek üzere İstanbul’a sevk etti.

İngilizlerin bu ticareti Osmanlı devletindeki yünlerin fiyatlarını azalttı ve yün ticareti tepetaklak haline geldi. Osmanlı Devleti bunun tehlikesini anlayıp, Keçisinin ihracını yasaklamak istediyse de bu defa İngiliz elçisi diplomatik yollarla buna karşı çıktı. Fakir Osmanlı halkını yüksek fiyatlar verip kandırarak kaçak yollarla tiftik keçisi satın alıp sevkiyatını yaptılar. Diest, 2.000 baştan oluşan bir sürünün sessizce Bolu üzerinden Karadeniz kıyısına indirilerek, götürüldüğünü öğrendiğini belirtmektedir.

Ankara Valisi ve Gerede ahalisi ve köylüleri bu duruma karşı çıkmaya başlamışlardı. Durumu padişah sadaretine ,İstanbul’a iletseler de bir sonuç elde edemediler. İhracata mani olmaması yönünde karar çıktı. İstanbul’dan 16 Ekim 1895 tarihinde vapura yüklenen keçiler, iki Ermeni ve bir Türk çoban eşliğinde yola çıkarılarak Cape Downa sevk edildi. Güney Afrikada artık üç bin kadar Tiftik Keçisi olmuştu.

1880 Yılında Boston Gazetesi  Haberine Göre Gerede Tiftik Keçisi

1880 yılında Boston gazetesi Ankara keçilerinin, yurtdışına çıkarılmak üzere, katırlarla çekilen arabalarla Anadolu’nun Gerede bölgesinden yüzlerce mil öteye götürülmekte olduklarını yazdı. Böylelikle, Ankara keçisi, Türkiye’den başka çok az ve bir birinden çok uzakta Teksas, Güney Afrika, Lesoto ve Arjantin gibi ülkelerde; bir kısmı da Avustralya ve Yeni Zelanda da yetiştirildi. Ingiltere’de ise çok az sayıda bulunuyordu.

Parlak ve uzun ipeksi yününe Krallar ve Sultanlar tarafından saygı duyulan bu değerli hayvan, binlerce yıldır, bir çok insan için hayranlık sübjesi olarak, dünyanın her yerinde imalatçıların, moda tasarımcılarının ve iç mimarların hayallerine hükmetmektedir.

Bilim Adamlarına Göre Gerede Tiftik Keçisi

Bazı bilim adamların, Mudurnu ve Gerede’deki kıl keçisi sürülerinde yaptıkları bir araştırmada canlı ağırlık ortalamasını 42 kg bulmuşlardır. Ayrıca beden ölçülerinin de incelendiği çalışmada cidago yüksekliği, beden uzunluğu ve göğüs çevresi sırasıyla 67,2, 67,2, 81,3 cm olarak saptanmıştır. Bu verilerde Bize Bölge iklimin Keçiler için ideal bir yaşam alanı olduğunu göstermektedir.

Sonuç Olarak Baktığımızda;

Dünya ticaretine yön vermek isteyen İngilizler, Osmanlı devletinin düştüğü ekonomik ve askeri zaaf noktalardan yaralanarak Osmanlı ülkesini daha da zayıflatma ve ekonomik olarak zenginliğini elde etme girişimlerinde bulunmuşlardır. Bu zenginliklerden biri olan tiftik keçisi ve yününü çeşitli hile ve yasal yollarla sömürge topraklarına götürerek Yün ticaretine yön vermişlerdir. Bu durumdan Gerede’miz de etkilenmiştir. İlk başta yüksek fiyatlarla hayvanları satan köylüler zengin olma düşüncesi ile hareket ederek büyük oyunun farkına varmamışlardır. Yün pazarını ele geçiren İngilizler ise, yün fiyatlarının düşmesini sağlamış köylünün yününün para etmemesi sağlamış ve buda tiftik üretiminin azalmasına sebep olarak İngilizler bünyesinde tekelleşmenin yolunu açmıştır.

Diğer bir açıdan baktığımızda ise; Gerede bölgemizin, Tiftik Keçisi açısından Osmanlı Devleti için önemli muhit noktalardan bir bölge olduğunu söyleyebiliriz. Kaliteli yün ve damızlık keçileri ile Anadolu’nun medarı iftiharı, tüccarların gözde yeri olmuştur. Bölgemizi tekrar eski namına kavuşturmak için Devlet Belediye işbirliği ile Tiftik üretme ve yetiştirme çiftlikleri açarak köylümüzü bu bağlamda bilinçlendirmeli ve gerekli çalışmaları yapmalıyız

Sağlıcakla ve Esenlikle…..

Kaynakça

http://www.tiftikbirlik.com.tr/sayfa.aspx?ID=3
Evliya Çelebi Seyahatnamesi, C. II, Sa : 177 (13)
Türkiye’de Tiftik ve Kıl Keçisi yetiştiren sahalar, Hayri Günden.
Yarkın I., Eker M. (1961) Studies on Some Breeding Characteristics of Kilis Milk Goats. Yearbook of the Fac. Agric. 43-152
BOZKURT, Tolga, “Seyahatnamelerde Beypazarı”, Tarihin Peşinde, 8, 2012, s. 258-291.
POCOCKE, Richard, A Description of the East and Some other Countries, Vol. II, Part II, Printed for the Author, by W. Bowyer, London 1745.
(Cuinet, La Turquie d’Asie IV, s. 432, 454, 465, 471, 476, 479, 481, 484, 487, 489, 492, 502, 510, 516, 519, 523, 526, 531, 534, 538, 546, 554, 558, 561, 569, 583, 588, 591)
Yitirilen bir servet: Tiftik keçisi. Kafkas Univ Vet Fak Derg, 25 (6): 763-768, 2019. DOI: 10.9775/kvfd.2019.21820
Kaynar, İ. S. (2023). Tiftiğin Ankara’dan Silinişi (1880-1920). Politik Ekonomik Kuram, Özel Sayı, 94-107. https://doi.org/10.30586/1335262
Ak, Mehmet. “Batılı Gezginlerin Gözlem ve Değerlendirmelerinde Ankara Keçisi.” Gazi Akademik Bakış 14.28 (2021): 267-302.

Gerede Tiftik Keçisi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir