Yunus Baki Koçak
  1. Haberler
  2. Yazarlar
  3. Güncel
  4. Samat Köyüne Gelen İlk Öğretmenlerden Yunus Nâdi

Samat Köyüne Gelen İlk Öğretmenlerden Yunus Nâdi

Bolu'nun Gerede ilçesine bağlı Samat köyüne gelen ilk öğretmenlerden olan Yunus Nâdi'nin hikayesi.

Yunus Baki Koçak'ın “Samat Köyüne Gelen İlk Öğretmenlerden Yunus Nâdi” başlıklı köşe yazısı

Gerede’nin Samat Köyüne gelen ilk öğretmenlerden biridir. Yunus Nâdi, eski medreselerde okumuş; Tefsir, fıkıh, hadis ilimlerine vakıf ve aynı zamanda da hafız-ı kelam olan aydın, kültürlü bir öğretmendir. Yunus Nadi’yi zamanın şartları içki, kumar gibi kötü alışkanlıklara alıştırmış ve bu hal üzere devam ederken hanımı ölür. Bir müddet sonra bir başka hanımla evlenir. İkinci hanım çok dindar ve aynı zamanda da kocasına karşı çok itaatlidir. Kocası dışarıdan eve gelirken hemen kapıda karşılar ve güler yüzle “Hoş geldin bey. Ceketini alayım”  deyip ceketini çıkartarak duvara asar. Hemen el leğenini getirip[1] tatlı bir dille “ Bey şurada bir abdest alıver. Bak yemek de hazır. Ondan sonra da sofraya oturup yemeğimizi yiyelim” der.

Yunus Nâdi abdest ve namazdan o kadar soğumuş ki ne kadar zor gelse de yeni hanımın bu isteğini kıramaz. Abdest alır ve hazırlanmış olan seccade de hemen namazını kılar. Sofra gayet güzel, temiz ve tertipli hazırlanmış, yemekler ne sıcak ne soğuk, yemeğin lezzetine doyum olmuyor. Yemekten hemen sonra tekrar leğen gelir, eller yıkanır, peşkir hazır, eller kurulanır ardından kahve derken ders saati yaklaşır. Okula giderken, hanım ceketi tutar, ayakkabıları çevirir “Hadi güle güle bey, Allah hayırlı dersler yapmak nasip eylesin” diye, güler yüz ve tatlı dille dualar ederek evden okulda öğretmenlerini bekleyen talebelere ders vermesi için salavatlar.

Yunus Nâdi, duruma bakar, hizmet çok güzel fakat abdest, namaz çok zor.. Hanımdan ayrılmayı düşünür ve bakar ki böyle tatlı dilli, güler yüzlü ve hizmetli bir hanım bulmak da mümkün değil, derken bir gün kendi kendine “Ey Yunus, sen artık aklını başına al. Yeter şimdiye kadar yaptığın ayyaşlık. Sen hem hafızsın ve hem de medreselerde okuyup dini eğitim aldın. Bu kadar mektep, medrese kahrı çektin. Şimdi tam zamanı, bir tevbe et ve bundan sonra da Allah’ın yoluna yönel.” diyerek tevbe ve istiğfar ettikten sonra mutlu bir hayat yaşamaya başlar.

Bu hadiseden sonra Yunus Nadi, zaman zaman camide vaazlar verip, zaman zaman da dönemin âlimleriyle dini meselelerde mütalaalar yaptığı köyün yaşlıları tarafından hoş bir eda ile zaman bu hikaye anlatılırdı.


[1] Genç insanlar, el leğeninin ne demek olduğunu bilmeyenler vardır. Eskiden evlerde el leğeni denilen el ve yüz yıkamak için el leğeni denilen leğenler bulunur ve o leğenlerde el ve yüz yıkanırdı. Müzelerde bunun örneklerini görebilirler. Evlerde lavabo vazifesi gören ve “Abdestlik” denilen yerler de vardı. Acil durumlarda, yaşlı ve saygın insanlara hürmeten bu el leğenleri de kullanılırdı.

Samat Köyüne Gelen İlk Öğretmenlerden Yunus Nâdi
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir