BABAM; PUSULAM
Babalar ve kızları arasında özel bir bağ vardır.
Babamla yaşadığım ve hayatıma etki ettiğini düşündüğüm olaylar geldi aklıma akşam akşam…
İlkokul birinci sınıftaydım. Bir Mevlid Kandili gecesi namaz kılmaya hazırlanıyordu babam. Sadece Sübhaneke duasını biliyordum. Bende namaz kılmak istediğimi söyledim babama. Abdest aldırdı, “ardıma geç, ne yaparsam onu yap ve hep Süphaneke’yi oku” demişti. İlk namazımdır.
Ortaokul yıllarımda bir akşam Tokat’tan geç gelmişti babam. “Haberleri izledin mi şu olay ne oldu” dedi, “izlemedim” deyince kızdı. “Her akşam haberleri izleyeceksin ” dedi. O günden beri her gün haber izlemeye çalışırım.
Türkiye Gazetesi’nin kuruluş ve büyüme döneminde Tokat ekibinin yanında yer alması ile ilkokuldan bu güne evimize Türkiye Gazetesi girer. İlkokul yıllarından beridir makale, köşe yazısı, hikaye, roman vb yazıları okur oldum. Her cuma gelen Türkiye Çocuk dergisini dört gözle beklerdim. Kültürümüze uygun çizgi romanları, hikayeleri takip edebildim. Nasrettin Hoca Keloğlan’a İngilizce Öğretiyor kitabı İngilizcemin temellerini oluşturdu. Evliyaların kasetlerini yayınlayınca Gazete, pür dikkat defalarca dinledim o kasetleri. Sonra TGRT kurulunca filmleri yapıldı o kasetlerin, her birini şevkle izledim. İçimde ne varsa Dinimle ilgili o günlerde atıldı temelleri. Ondandır ki Aziz Mahmut Hüdayi Hz ve diğer Evliya’nın kabir ziyaretlerini bilinçli yapabildim. Ziyaretlerim derin duygulara sevk etti beni. İyi ki babam almış Gazete’yi. Güzelliklere ulaşmama vesile oldu çok şükür ki…
Siyasete ilgisi tanıyanların malumudur. Her gün okur gündemi, izler… Okuduklarını paylaşması, izlediklerimizi tartışmamız siyasete yakınlığımın da sebebi olmuştur.
İşe girişinden itibaren her maaşında bir kitap almış eve. Kuruşlarla aldığı kitapları var kütüphanesinde. Evde bir kütüphaneye sahip olmak güzel bir duyguydu. Dini sorularımda veya araştırma ödevlerimde ne sorduysam kütüphaneye sevk etti beni. Kitap alma ve okuma alışkanlığının güzelliğini erken yaşlarda fark ettirdi babam ve merak ettiğini kaynağından araştırmak gerektiğini…
Çocukluğumdan beri evimizde babamın fotoğraf makinesinin olması fotoğrafa ilgimin kaynağı olsa gerek.
Edebiyatı çok sevdiği malumdur. Konuşmalarının arasında şairlerden edindiği dörtlükleri dillendirmesi sohbetini doyulmaz kılan unsurlardandır. Zarif ve anlayışlı konuşur, kelimeleri güzel seçer. Hayır demenizi zorlaştırıcı cümle kurar. Edebi girizgah cümleleri meşhurdur… Naçizane bu özelliklerin zerresi varsa bende sebebi babamdır.
Tarihe ilgisi bana da geçmiş. Özellikle Osmanlı Tarih bilgisi etkileyicidir… Ecdadımıza derin bir saygı ve sevgi ile bakmama vesile oldu sağolsun…
Okumam için elinden geleni yaptı. Ortaokulda karnemde zayıf değil ama düşük notlar görünce ” bu nasıl karne ” deyişi hala kulaklarımda… Sonrasında her başarımdan dolayı yaşadığı vakurlu sevinçte aklımda… Ders çalışırken evde tüm şartların oluşması için elinden geleni yapmıştır okul yıllarımda da Maliye sınavlarında da…
Araba kullanmamda çok cesaret verdi, her konuda olduğu gibi. Başçiftlik’in karlı buzlu yollarından “gelemem” dedim “gelirsin” dedi, geldim… Maliye Kursu’nda, “Ankara trafiği yoğun, gidemem ” dedim “gidersin” dedi, gittim… Sazak terör saldırısından sonra “ıssız dağ yollarından gelemem” dedim “gelirsin” dedi, geldim…”Sen yaparsın” dediği işleri yapabildiğimi “yapmamalısın” dediklerini yapamadığımı fark ettim.
Yıllarca, sabırla, beni arabayla okula ve işe bırakıp alması, en sağlıklı hale ulaşabilmem için ki çabalarını ifade edecek kelime haznem yok zaten.
12 Eylül zamanlarında eczacının arabasına bomba koyma ithamıyla Kaymakam’ı ifade alırken ” bombayı sen koymuşsun ” demiş Kaymakam Bey, “yapmadım ” demiş babam, ısrarla yapmışsın deyince “gördüysen durdursaydın ” demiş ve sonrasında başına gelenler… İlgiyle dinlediğim bir çok olay yaşamış. Hep hakkını aramış, hep bir asiliği varmış, hiç sıradan olmamış…
İlçe de ilk sendikal faaliyetlerde bulunanlardan; sendika başkanı. Sosyal ve aktif insandı, sosyal olmamı da hep istemiştir zaten. Sadece kendine faydalı insanı eksik görmüştür. Topluma, toplumun sorunlarına duyarlı olmuştur, olmamızı istemiştir. Amirlerine, çevresine hep saygılı olmuş ama kimseye boyun eğmemiş…
Yeniliklere açık olmuştur babam. İnsanlara hoşgörü ile bakmıştır, yaratılanı Yaratan’dan dolayı sevmeyi aşılamıştır bizlere… Çevresinde Milletvekilinden köylüsüne, gencinden yaşlısına insan olmuştur hep. Sağlığına önem verir… Toprakla uğraşmayı çok sever…Son projesi köyde ceviz tarlası… Devlet Kültürünü iyi bilir. Her konuda arayıp fikrini alabileceğim bilgi, görgü ve yaşanmışlığa sahiptir. Asla ” böyle yap ” diye diretmez bana. ” Böyle yaparsan şöyle olur, karar senin ” der. “Bir fikrim var ” desem uygun bulursa hep destek olur… Hatalarımı kesinlikle söyler, çuvaldızı mutlaka kendime batırmamı sağlar.
Ayakları üzerinde durabilmeyi teşvik eder herkese… Okumaya, çalışmaya, emeğe çok saygı duyar. Yemekte, giyimde ince zevkli ve seçicidir. Çocukları çok sever, çocuklar da babamı… Çok bonkördür. Son derece misafirperverdir. Paylaşmayı, ikramı fazlasıyla çok sever. Tanıştırdığım her arkadaşım tavrına, ilgi alakasına hayran kalır. …Başına da ne geldiyse çok iyi niyetli olması ve aceleciliğinden gelmiştir !
Hayatta üzmekten en çekindiğim, en korktuğum ama aynı zamanda en yakınım, en destek olan, en yön veren, en iyi dostum olmuştur babam…
Allah başımızdan eksik etmesin babamı…Üç dua ret edilmezmiş: Mazlumun duası, misafirin duası, babanın evladına duası (Hadis-i Şerif). Hayırlı baba duası alabilmek dileğimle… Ellerinden öpüyorum babacığım…
Aslı Gülhan BEK / Gerede Malmüdürü
