FITIR SADAKASI
Değerli Okurlarım!
Artık Ramazan-ı Şerif’in son günlerine ulaşmış bulunuyoruz. Bu akşam mübarek Kadir Gecesini idrak edeceğiz. Bizi bu güne ve bin aydan daha hayırlı bir geceye ulaştırdığı için Rabbimize hamd-ü senâlar olsun. Rabbim Kadir Gecenizi mübarek eylesin, hayırlara vesile kılsın.
Tabii olarak ramazan son günlerinde halkımız tarafından FİTRE olarak anılan FITIR SADAKASI ile ilgili sorular çok yoğun olarak geliyor. İstedim ki bu konuda okurlarımızı bilgilendireyim. Bunun için bu gün ve yarın Fıtır sadakası ile ilgili önemli bilgilendirmeler yapacağım. Umarım istifade edersiniz.
Fıtır Sadakası; Ramazan bayramına kavuşan ve temel ihtiyaçlarının dışında belli bir miktar mala sahip olan Müslümanların kendileri ve velayetleri altındaki kişiler için yerine getirmekle yükümlü oldukları mali bir ibadettir.
Fıtır sadakasına baş zekâtı, beden zekâtı da denmektedir. Bu isimlendirmeler onun şahsa bağlı, şahıs başına konmuş bir mali yükümlülük olması özelliğine dayanmaktadır.
Fıtır sadakasının hükmü nedir?
Hanefi mezhebine göre vacip diğer mezheplere göre farzdır. Fıtır sadakası, yerine getirilmesi gerekli mali bir ibadettir. İfa edilmemesi dini sorumluluğu ve ahirette cezayı gerektirir.
Fıtır sadakasının önemi:
Abdullah b. Abbas’tan rivayet edilen bir hadiste Fıtır sadakasının, oruçluları günahlardan arındırmak ve yoksullara gıda temini için farz kılındığı bildirilir. İbni Abbas’ın rivayetine göre Allah Resulü (sav), “Oruçlunun boş, çirkin ve ölçüsüz sözlerden temizlenmesi ve fakirlere bir azık olması için” fıtır sadakasını emrettiğini belirtmektedir. Fıtır sadakası, ibadetin eksikliğini tamamlar, yoksulların bayram sevincine katılmalarını sağlar. Orucun kabulüne, ölüm ve kabir azabından kurtulmaya sebeptir. Ramazan orucu, yer ile gök arasında askıda tutulur. Ancak fıtır sadakasının verilmesiyle yükseltilir.
Bir kimsenin fıtır sadakası yükümlüsü sayılması için aranan şartlar:
1. Müslüman olmak
2. Mal varlığı: Hanefilere göre fıtır sadakası yükümlüsü sayılmak için kişinin varlıklı olması gerekir. Meskeni, ev eşyası, elbiseleri ve ailesinin şehirde oturan için bir aylık köyde oturan için bir yıllık geçim masrafları ile borçları dışında artırıcı nitelikte olsun veya olmasın, 80.18 gr altın değerinde malı olan kimse – bu mala sahip olduktan sonra bir yıl geçmiş olma şartı da aranmaksızın-fitre vermekle yükümlüdür.
3. Ehliyet: Fakihlerin büyük çoğunluğuna göre, mali bir ibadet olduğu için akıl ve baliğ olması şart değildir. Mal varlığına ilişkin şartı taşıyan küçüğün ve akıl hastasının malından da fıtır sadakası verilmesi gerekir.
4. Velayet ve bakmakla yükümlülük: Kişinin velayeti altında olan, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin çocukların, akıl hastaların fıtır sadakasını ödemekle yükümlüdür.
5. Vakit: Hanefilere göre fıtır sadakası ramazan bayramının 1. Günü fecrin doğuşuyla vacip olur. Buna göre bayram gecesi Müslüman olan kişinin veya o gece doğan çocuğun fitresinin verilmesi gerekir.
Yarın ki köşemizde Fıtır Sadakasının ödeme vakti ve ödeme şekli ile kimlere verilip verilemeyeceği husundaki sorulara cevap vereceğiz. Köşemizin sonunda Medyatakip’e gelen ve fettah14 rumuzuyla bize yazan kardeşimizin sorusunu cevaplandıralım.
Krediyle işyeri kurduğum için borcum var. Sürekli krediler ödeyerek işyerimdeki hacmi büyütmeye çalışıyorum ve borca giriyorum. Borcum olduğu için bana zekat düşer mi? Sonra laf ediyorlar zenginsin zekat vermiyorsun diye. (fettah14)
Zekatla yükümlü olmak için dinen zengin olmak gerekmektedir. Borcundan ve zarurî ihtiyaçlarından fazla olarak 80.18 gr. altını ya da bunun değerinde parası olan kimse dinen zengin sayılır. Kişinin, temel ihtiyaçlarından fazla olarak nisap miktarı veya daha fazla mala sahip olduğu andan itibaren bu birikiminin üzerinden bir yıl geçince zekat sorumlusu olur ve bunun kırkta birini (% 2,5) zekat olarak verir. Buna göre yıllık borçlarınızı ve temel ihtiyaçlarınızı çıktıktan sonra elinizde nisap miktarı para kalmadığı takdirde zekat vermeniz gerekmez. Unutmayın ki zekat Allah’ın emri olduğu için verilir. Önemli olan kendi vicdanınızda yaptığınız muhasebedir. İnsanların söylediklerine kulak asmayın.
Yarın görüşmek üzere Allah (cc)’a emanet olunuz…
