Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah’ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah’tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.” (Bakara, 120)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Kim bir kavme (topluluğa) benzemeye çalışırsa o, onlardandır.” (Ebu Davud, libas 4)
Gayr-ı müslimlere benzemek ve onlarca kutsal sayılan gün ve vakitlerde onlar gibi hareket etmek dinimizce bid’at kabul edilir. Nitekim farkında olmadan müslümanlardan bazıları hıristiyanların en büyük bayramı olan Paskalya’da ve Noel (yılbaşı)de ateş yakmak, kadayıf ve mum gibi şeyler hazırlamak suretiyle hıristiyanlara katılır, yaptıklarını yapmaya özenirler. Hatta onlarda olmayan ve yılbaşı için özellikle temin edilen hindi yeme anlayışı. Hindi eti helaldir. Her zaman yenir. Ancak yılbaşına özel kutlama amacıyla hazırlanması doğru değildir.
Amr b. Şuaybin babasından, onun da dedesinden yaptığı rivayete göre Rasulullah (sav) Efendimiz:
“Bizden başkasına benzemeye çalışan, bizden değildir” (Tirmizi, istizan 7) buyururlar.
Dolayısıyla yahudi ve hıristiyanlar bizden olmadıklarına göre onlara benzemeye özenmemeliyiz.
Ebu Hureyre’nin naklettiği bir hadiste Peygamber (sav) şu şekilde buyurur:
“Yahudi ve Hıristiyanlara benzemeye özenmeyiniz.” (Tirmizi, istizan 7, edep 41)
Putperest Gelenek
Cenâb-ı Hak buyuruyor:
“Ey ehl-i kitap! Dininizde aşırı gitmeyin ve Allah hakkında, gerçekten başkasını söylemeyin. Meryem oğlu İsa Mesîh, ancak Allah’ın resûlüdür, (o) Allah’ın, Meryem’e ulaştırdığı “kün: Ol” kelimesi(nin eseri)dir, O’ndan bir ruhtur. (O’nun tarafından gönderilmiş, yahut teyit edilmiş, yahut da Cebrail tarafından üfürülmüş bir ruhtur). Şu halde Allah’a ve peygamberlerine iman edin. “(Tanrı) üçtür” demeyin, sizin için hayırlı olmak üzere bundan vazgeçin. Allah ancak bir tek Allah’tır. O, çocuğu olmaktan münezzehtir. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. Vekil olarak Allah yeter.” (Nisâ, 171)
Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Kim, Allah’dan başka ilâh yoktur, yalnız Allah vardır, şeriki yoktur; Muhammed, Allah’ın kulu ve resûlüdür. İsâ da Allah’ın kulu ve elçisi, Meryem’e bıraktığı kelimesi ve Allah tarafından (hayat verilen) bir ruhtur. Cennet, haktır ve gerçektir, cehennem de haktır ve gerçektir” diye şehâdet ederse, Allah o kimseyi, ameli ne olursa olsun, cennete koyar.” (Buhârî, Enbiyâ 47; Müslim, Îmân 46)
Yılbaşı Kutlamaların, eğlencelerin, çılgınlıkların Hristiyanlıkla bir ilgisi var mıdır?
Hz. İsa’nın Doğumu mu?
Yoksa Eski Bir Putperest Geleneğin Devamı mı?
Kitle iletişim imkânlarının artmasıyla dünyamızın büyük bir köye dönüştüğü çağımızda, Batı kültürü her alanda kendini hissettirmekte, kendi bünyemize ve değer yargılarımıza yabancı birçok batılı dini ve kültürel unsur, doğrudan veya basın yayın yoluyla dolaylı olarak gündelik yaşamımıza girmiş bulunmaktadır. Bu konulardan biri de şüphesiz her yıl içinde bulunduğumuz bu ayın sonundaki “Noel” ve “Yılbaşı” kutlamalarıdır.
Noel, bu gün Hıristiyanlar tarafından Hz. İsa’nın doğum günü olarak kabul edilen ve kutsal bir gün olarak kutlanan dini bir bayramdır. Ancak günümüzde Noel, birçok kişi tarafından “Yılbaşı” kutlamaları ile karıştırılmakta, hatta birbiriyle özdeşleştirilmektedir. Oysa ikisi tamamen farklı şeylerdir. Belki de tek ortak yanı “umumiyetle” her ikisinin de daha çok batılılar tarafından kutlanıyor olmasıdır.
Noel gecesi, Batı Hristiyan dünyasında Aralığın 24’ünü 25’ine bağlayan gece, Doğu Hristiyanlığında ise Ocağın 5’ini 6’sına bağlayan gecede kutlanır. Bu gün Batıda “Christmas” tatilinin her iki grubun da bu dini bayramı kutlayabilmeleri için iki farklı günü de içine alacak şekilde iki hafta gibi uzun bir zamana yayılmasının bir esprisi de budur.
Hristiyan dindarlar kendilerince kutsal kabul ettikleri bu geceyi (geceleri) dini bir hava içerisinde kutlamaya çalışırlar. Bu gecede başta Batıda Roma’daki Saint Pietro Kilisesi, Doğuda ise Fener ve diğer Patriklik merkezleri olmak üzere, kiliselerde büyük katılımlarla dini ayinler düzenlenir, dualar edilir. Hatta bu görüntüler birçok televizyon tarafından canlı yayınlarla takip edilir.
Hristiyanlığın ilk devrelerinde Ocak ayının ilk günü yılbaşı olarak kutlanmazdı. Putperest inançlarda 24 Aralık ile 6 Ocak tarihleri arasında değişik günleri kapsayan yılbaşı kutlamaları, Hristiyanlara da tesir etmiş ve Hazret-i Îsâ’nın doğumu ile alâ¬kalı bir iddia ortaya atılarak 1 Ocak’ta yeni bir takvim teşekkül et-tirilmiş ve bu gün, bayram olarak kutlanmaya başlanmıştır. Bu putperest inançtan uzak duralım. Zaten hiçbir peygamberin doğumu zararlı olan şeylerle kutlamak asla doğru değildir.
Müslümanların gündemine zorla sokulmaya çalışılan cadde ve sokaklarda İslam kültüründe yerleri olmayan davranışların sergilendiği yılbaşında, Rabbimizin haram kıldığı içki, kumar, zina ve İslam dışı eğlenceler vatandaşlar tarafından her yıl tekrarlanıyor.
Kumardan gelenden hayır olmaz!
Milli Piyango ve benzeri sayısal loto, süper loto, toto, on numara, şans topu, at yarışı, tüm şans oyunları haramdır. İçki, kumar nasıl haramsa Milli Piyango da haramdır. Kumar ve her türlü şans oyunları oynayanlar Allah’ın gazabı ile karşı karşıya kalırlar. Allah’ın razı olmadığı bir iştir bunlar. Kimi Müslümanlar cahillik ediyor ve bu işi yapıyor. Buradan alınan ve verilen hiçbir iş caiz olmaz. Bunu böyle bilmek ve uygulamak gerekir. Nefsin oyunlarına gelmemeliyiz.
YENİ YILA HANGİ DUYGULARLA GİRMELİYİZ?
Ömrümüzden bir yıl daha geçti. Kuş gibi uçtu. Acaba ahirete bizim için ne götürdü? Hesabını vermek üzere bizi bekliyor. Ölüme bir yıl daha yaklaştık.
Koca bir yılı nerede ve nasıl geçirdik? Ne yedik, ne içtik? Allah’ın verdiği nimetleri nerelerde kullandık? En çok nelere zaman ayırdık? Ne kazandık, ne kaybettik? Neleri koruduk, neleri israf ettik? Helal ve haram sınırlarına tam riayet ettik mi? Kamu ve kul hakkında ne kadar titiz davrandık? Bu ve benzeri sorular çok önemlidir. Zira dünya ahiretimizi şekillendirecek. Bu sebepten dünya hayatı önemlidir. Çünkü cennet dünyada kazanılır.
Evet, birkaç gün sonra yeni bir yıla daha gireceğiz.
Önemli olan, yeni bir yılın başlamasına ne anlam yüklediğimizdir. Günahlarımıza tövbe ederek haramları çöpe atıp yeni, temiz bir sayfa açabiliriz. Gelen yılın günlerinde cenneti kazandıracak işler yapabiliriz.
Önümüze gelen her yeni günü kendimize güzel bir şahit yaparak ahirete yollayabiliriz.
Her yılın başlangıcı, aslında bizlere bu mesajları veriyor. Ancak üzülerek ifade edelim ki, başka dinlere, başka kültürlere, başka dünyalara ait sembolik unsurlar, yılbaşı eğlenceleri ile bütünleştirilerek bir tüketim kültürüne dönüşmüştür. Daha endişe verici olanı ise geleceğimizin teminatı olan çocuklar üzerinden bir kimlik ve kültür erozyonu gerçekleştirilmesidir.
Ömrümüzden bir sene gittiği, gelecek bir yılda yaşayacağının garantisi olmadığı halde kendini ve değerlerini unutarak, kendinden geçerek alkollü içkilerle sabahlara kadar eğlenmek ne kadar hazindir. Emek harcamadan zengin olmak arzusuyla kumar, piyango, toto ve loto gibi talih ve şans oyunlarının peşinden sürüklenmek ne kadar üzüntü vericidir.
Her yılın ilk gecesi, anlamsız gayretlerin peşinde sürüklenmenin vakti olmamalıdır. Geçen yılın muhasebesini yapmamız, yeni yıla kavuşturan Yüce Rabbimize şükretmemiz gereken vakittir. Kulluğumuzun şuurunda olma vaktidir. Bu fani dünyadan ebedi cenneti çıkarabilmektir. Gelip geçen yılların tarlasından sonsuzluk hasadını elde edebilmektir.
Nefsimize uyarak kendimize, geleceğimize kötülük yapmayalım. Ahiretin kazanılacağı yerde her ikisini de kaybetmeyelim. Sonra ne ile ve hangi yüzle Rabbimizin huzuruna çıkacağız?
Kazanan biz olalım biz…
Hasan İZMİRLİ
Gerede İlçe Müftüsü
TDV Gerede Şubesi Başkanı
