‘’Sakla samanı gelir zamanı.’’ Bu bir özdeyiş. Anlamı: Bir şeyleri bir kenara koy; ilerde gerekebilir. E her zaman böyle midir? Yoo!! Bir defa saman çürüyebilir. Yada her şey saklanıp bekletilemez.
‘’Bir kişiye bir mevki verilmeden, onun ne yapabileceği konusunda bir şey söylenemez.’’ Eh! Umumiyetle doğrudur. Belediye Başkanımız Sayın Mustafa Allar, bu özdeyişe iyi bir örnek oldu. Adaylığı esnasında pek çok kişi. ‘’Nedir, kimdir, başka adam mı yoktu.’’ Falan diyordu. Bugünse ‘’İyi imiş’’ diyorlar. (Şaşırttı)
Peki, her talep edene mevkiler ‘’Dur bakalım ne yapacak’’ diye verilmeli mi? Elbet mümkün değil.
Ne yapmalı sorusuna yanıt: Adayı iyi analiz etmektir. Hani derler ya; ‘’Olacak oğlak…’’Yönetimleri talep edenlerde liderlikler vasfı aranmalıdır.
Bilinmeli ki liderlik öğretilmez, lider doğulur.
Liderlik kişinin yapısında ya vardır, ya yoktur. Kaç diplomalı, nerelerde çalışmış, boyu, soyu, huyu… neymiş? Bunlar göstergeler değil; artı değerlerdir.
Söz gelimi birisi, 4 fakülte bitirmiş 4 lisans bilmekte İsviçre’de CERN’de atom altı parçacıkları üzerine çalışmış nükleer fizik profesörü ise; emekliliğinde meclise gönderelim dinlensin mi demeliyiz; ne yapabileceğine mi bakmalıyız?
Bakınız İsrail kurulduğunda dünyaca ünlü fizikçi Albert Einstein’e ‘’Gel sen’i başkanımız yapalım’’ diyerek çağrı yapmışlar. Einstein’in cevabı ‘’teşekkür ederim. Benim işim değil’’ olmuştur.
Lider bilge olmalıdır. Bilgelik çok şey bilmek değildir. Bilgelik insanın bildiği ve başkalarına, durumlara, tercihlere veya yargılara uyguladığı her şeyde derin bir anlayışa sahip olmasıdır.
Lider, toplumu peşinden sürükleyip amaca ulaşandır. İyi yada kötü olmak ayrıdır.
Atatürk, iyi bir liderken; Hitler kötü örnektir. İyi liderler temennisiyle.
